14 Mayıs 2008 Çarşamba

Dün gece senin hoşlanıdıgn kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ? Dün gece senin evlenecegin kadınla yattıgımı sana nasıl anlatabilirim ? Soguk bir ruzgar esti pencereme, tul perde genisledi Şişti, odanın icine...Tıpkı bir balon gibi...Yayıldı... Dun gece ona dokundugumu sana nasıl anlatabilirim ? Biraz şarap içtik..Ve bilirsin biraz dedikodu... Aslında Chet Baker'ın bunla hiçbir ilgisi yoktu... O ruj lekesi...Dagınık bir yatak..Sıcak bir gulumseme... Bunlara katlanabilir misin ? Insanin kendisini onemesemesi; kendisinin kiralık katilidir . Benciller ise yaşarlar... Kimse suçlu değil aslında, Bu sadece üçlü bir oyun, Ama ben anlattığım için suçluyum, biliyorum.. Bir yılan gibi girdi evime, yanıma uzandı, kolumdan zehirledi beni.. Her öpüşü ılık bir ölümdü sanki... Yağmuru damarlarımda hissediyordum, Ellerim titriyordu, kusmak istiyordum, başım dönüyordu Gözlerim kararmıştı ! Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim, şimdi ben... Söylememek, söylemekten daha dürüst bir davranıştır ( bütün gün burda sessiz sedasız evde oturdum ) Ve bu oyun üçlü oynanmaz Sevgiyle yapılan hiç bir şey insana zarar vermez ( bir yerde bir kelebek ucuyordu ) Suçlu yok, yanlış var ( sus(?)tukça benim gerçekten içimden geçtiğini sessizce(?) nasıl izliyorduk ha ? ) Boşver, olmayanı arama.. ( ay yansıyordu yataga...yatagın kenarındaki parkelere ) ( bir teleon geldi ) Sana guluumsemesi senin için hayat, benim içinse ölüm demek ! ( o gunu anlatan bir-iki telefon..chicago'da yalnız bir gece) ( sen hiç bilme bunu ) ( dostum olabilirsin ..? ) Dün gece senin hoşlanıdıgn kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ? ( onun dışında sessizlik hakimdi ) Dün gece senin evlenecegin kadınla yattıgımı sana nasıl anlatabilirim ? Daha da önemlisi...Bunu kendime nasıl anlatabilirim ? ( bunu kendime nasıl anlatabilirim ? aahh nasıl !? ) ( traş olmak için berbere çıktım..atıldım, aynaya bakmadan.. ) Bacaklarından süzülen kanlar, yere damlıyordu.. ( Mc DOnald's dan bir menü söyledim ) Inan başka bir yalnız gece için, hiç bir açıklamaya ihtiyacım yok benim ! Aaaah !! Şimdi ben !! Zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ! ( şimdi ben ) ( zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ) Aah şimdi been !! Zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ! ( şimdi ben ) Aaaah şimdi beeen ! Zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ! Ölümle doğum arasındaa, o bilinmeyen bölgedeyim ( zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ) Aah şimdi been, zamanın beni sancıya mıhlaığı yerdeyim !! Gecee !! Dün gece, senin evlenecegin kadınla yattıgımı sana nasıl anlatabilirim ? ( bileklerimi keserek intihar etmeyi düşündüm ) Dün gece senin hoşlanıdıgn kadınla yattıgımı sana nasıl anlatabilirim ? ( onu(?) düşünmekten sıkıldım ) Ona dokundugumu sana nası söyleyebilirim ? ( söyleyin !! ) ( sss s**tir git(?), evet..) (03.35) ( bütün bir gün uzaklardaydim ) Onun eti, benim vücüdumun altında titrerken, ( elime jilet alıp, saçlarımı yavaş yavaş kazımaya başladım ) Neler düşündügümü sana nasıl açıklayabilirim ? ( açıklayabilirim..) ( delirdigimi ya da ona yakın hissettigimi dusunuyordum ) Teypte Cansever, ve onun tok sesi.. ( niye düşünüyorum ! aoff ) ( lanet olsun !! lanet olsun !! ) Tüm gücümü toplamıştım bütün bunları sana anlatmak için Tam o sırada bana baktın, ve telefon acı acı inledi ( sessizce bir şey düşünememin delirmek olduguna inanmaya başlamıştım ) Konuştuktan sonra bana şöyle dedin : " Onun beni düşünmesi, buraya gelecek olması, daha doğrusu yanımda olması ( korkmuyorum..korkmuyorum... ) bana içten içe...Büyük bir mutluluk veriyor !!! " (Söyleme ! Söylememek, söylemekten daha dürüsytcedir ! Bunu Unutma !! ) Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ! ) (Söyleme ! Söylememek, söylemekten daha dürüsytcedir ! Bunu Unutma !! ) Aah şimdi been, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim ( Unutmaa !! ) Gece inanılmayan bir dinin, ebedi misyoneridir bekleyenin gövdesi içinde ! ( Unutmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa !!!!!! ) Ve şimdi ben, doğumla ölüm arasındaaa o bilinmeyen bölgedeyim (Söylememek, söylemekten daha dürüstcedir) Aaah şimdi ben !! Zamanın beni sancıya mıhladıgı yerdeyim !!! (Söylememek, söylemekten daha dürüstcedir, bunu unutma ! bunu unutmaa..) Gel bunu beni, gel , gel kafir ! Gel hisset beni ! Gece inanılmayan bir dinin..Ebedi misyoneri bekleyenin gövdesi içinde.. Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.. Dogumla ölüm arasındaa..o bilinmeyen bölgedeyim... ( açlığa alışıyor insan, peki ya deliliğe alışabilir mi ? ) Şimdi ben, zamnın beni sancıya mıhladığı yerdeyim..dogumla ölüm arasında..o bilimeyen bölgedeyim.. ( gel..gel, bul beni..) Şimdi sen !! sonsuz seritli bir yolun...eennn sol tarafındasın... Ve hızla ilerliyorsun...Huzura dogru ! Erdeme dogru ! ( açlığa alışıyor insan ! peki ya deliliğe alışabilir mi ? ) Ama ben, zamanın beni sancıya mıhladıgı yerdeyim Tatlım ama ben, zamanın beni sancıya mıhladıgı yerdeyim Ölümle doğum arasında..O bilinmeyen bölgedeyim.. Gece.. ( gece ), inanılmayan bir dinin edebi misyoneri... bekleyenin gövdesi içinde.. Gece bir sızıntı..kirletilmeyen insanlardan ve o benim içim...benim gövdemin içinde... Şimdi ben !! Şimdi ben !! Şimdi ben !!!!! eğer bir yanlış yapıcaksan,bari onu doğru yap...




Laqnes




6 Mayıs 2008 Salı

Biz !

Yaşıyor ama uzaktaysam senden

Bil ki seni hiç unutmadım

Ölüm değilse bizi ayıranYazık olmuş, hata yapmışsız

Senden ya da benden ne farkeder

Şeytana uymuş aşkı yakmışız

Adımı söylemezdin bana seslenirkenAşk derdin, aşkım derdin

Her aşk dediğindeBeni kendinde daha da aşık ederdin

Buluştuğumuz anları hatırlıyorum

Güller açardı gönlümde sen gelirken

Üç-beş saat bile ayrılsakYapraklarım dökülürdü sen giderken

Yanyana duran iki yıldızdık sana göre

En parlak, en güzel olanı bendim

Gökyüzünde ki tek yıldızındım senin

Fırtınalarda saklanıp korunduğunLiman olduğumu söylerdin

Ömrünün sonuna kadar beni seveceğiniKalbini kalbime kelepçeleyipAnahtarını okyanusa attığını söylerdin

Benim için kıyamet seni kaybettiğim gün demekti

Ruhumda sakladığım en değerli hazinemdin

Sonsuza kadarda saklayacağım

Yokluğumda sen nasıl olursun hayal ettiğimde

Seni mutlu, çok mutlu görüyorum

Çünkü hep öyle ol istedim

hatta hatta belki yeni aşklar tanırsıntanı zatenHer şeyin güzeli senin olmalı

Aynı şeyi isteme benden

Yerine kimseyi koyamam ki

Ben kimseyi ama kimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim ki

Sen bana aşk dedin,

bizi kirletemem ki

Bazı şarkılar vardı birlikte sevdiğimiz

Senin bana, benim sana söylediğim

Onlardan biri yada benzerini duyarsan

Beni anımsar gülümsersin

Ben mi?

ben hiç unutmayacağım ki

Okyanusa attığın anahtarı biri bulurdaBizi bizden çözer diyeDaha iyisini yaptım seni kalbime kazıdım

Her atışında hatırlamak için

Yaşıyor ama uzaktaysak birbirimizden

Bil Ki Seni Hiç Unutmadım

Ölüm değilse bizi ayıran

Yazık olmuş hata yapmışız

Eğer ölümse bu ayrılığın sebebiVe bensem önce giden bu alemden

Kederlenme çok

Tıpkı benden istediğin gibi

Kendine sahip çık

Bensem kalan geride

Zaten sen hep göreceksin

Ben kimseyi ama kimseyi

Seni Sevdiğim gibi

sevmedim ki.

Sen bana aşk dedin, bizi kirletemem ki ..

_______________________________

Satanizm ve Rock


(Alternative FOO FİGHTERS )
(Black Metal ) Dark Funeral

Dünyada pek çok yabancı ülkede rock müzik yaygın olduğu gibi bazı gruplarda dini aracı kullanarak rock müzik yaptıkları doğru. Özellikle black metal grupların islam dinini benimsememesi ve üstüne karşı gelerek topluluk oluşturma amaçları oldu. Ama bu değildir ki rock müzik + satanizm. Genelde İsveç+Finlandiya+İngiltere gibi ülkelerde değilde genelde ermenistan+america+danimarka gibi ülkelerde bu çağrışım çok yaygın hale gelmiştir. Rock müziğin temeli Heavy Metal tutkunuyla başladı. Özellikle ingilterede heavy tutkusu bütün diğer komşu ülkelere örnek oldu ve benimsendi.Metallica+İron Maiden+Hammerfall,Nirvana gibi gruplar öne çıktı ve hala halk arasında bu gruplardan dinlemeyenleri yoktur sözcükleri daha çok yaygınlaştı. Herkezin bir başlangıç grubu vardır.Bazı din adamlarınca rock müzik şeytanı ifade ediyor,ona yakınlaştırıyor deselerde artık bu düşüncelere kimse kulak asmamakta,kendileri bile açıklayamadığı şeyleri gündeme getirip türkiyede dinleyenler satanist'miş gibi yorum getiriyorlar.Müzik ve Din ayrı şeyler.Bunları birbirine karıştırmamak gerekir.Fakat kendi ırkımıza,vatanımıza,vatandaşımıza hakaret eden özellikle dinimizi hedef alan gruplar zaten siyaseti karıştırmış ve baştan kaybetmiştir. Herkez şunu bilmelidirki rock müzik bir yaşam tarzıdır ve kimsenin benimsemesi beklenemez.Kimse kimseyi bu ve buna benzer konularda yargılayamaz,engelleyemez.Bizler müslüman olarak dinimize tapıyoruz. Rock müziği seviyoruz.

YUKARIDA GÖRMÜŞ OLDUĞUMUZ GRUPLARA BAKINIZ.NE KADAR DA FARKLI OLDUKLARINI GÖRÜYORUZ DEĞİLMİ.




Egzorsizm


Egzorsizm görünmeyen bir varlığın etkisi altına girdiği sanılan kimseyi çeşitli yöntemlerle bu etkiden kurtarmaya çalışma olarak tanımlanır. Terim, yüksek bir otoriteye başvurularak musallat varlığın engellenmesini ya da lanetlenmesini ifade etmek üzere, eski Yunanca’da “lanet” anlamına gelen “exousia” sözcüğünden türetilmiştir. Eski uygarlıkların çoğunda, birtakım tuhaf davranışlar gösteren kimselerin içine cin ya da şeytan girdiği sanılır ve bu yaratığı o kimsenin bedeninden kovmak üzere, genellikle ayin şeklinde çeşitli uygulamalar yapılırdı. Bu tür uygulamaları yapanlar da genellikle okültizmden, majiden anlayan uzmanlar veya rahipler olurdu. Hıristiyan Avrupa’da bu tür uygulamaları yapanlara egzorsist adı verilmiştir. Egzorsistler, böyle bir yaratığın musallat olduğu düşünülen, hasta olduğu kabul edilen kimsenin vücudundan çıkması için, görünmez yaratığa çağrılarda bulundukları ayinler düzenlerlerdi. Kötü kokuların, tütsü, tuz, takdis edilmiş su, kutsal ot gibi maddelerin ve dans öğesinin kullanıldığı bu ayinlerde ya lanet okuma ve küfürler etme yoluna ya da dua ve trans yöntemine başvurulurdu.
Kilise, özellikle engizisyon döneminde, bu olayda şeytani bir unsurun var olduğunu kabul ederek, hasta olduğu kabul edilen kimsenin vücudundan demon adını verdiği yaratığı kovmak gerekçesiyle sık sık sözkonusu kimsenin vücuduna işkence etme yolunu tercih etmiştir. Kilise bu dönemde medyumnik yetenekleri olan kişileri de aynı kategoride ele alarak, bunu medyumlar üzerinde de uygulamıştır.
Egzorsist uygulamalar tarih boyunca, yalnızca Avrupa’da değil, farklı biçimlerde de olsa hemen hemen tüm kültürlerde ve birçok dinde (Budizm, Hinduizm, Şinto dini vs.) görülür. Bu uygulamaların hatırı sayılır bir kısmında egzorsistin, transa geçerek, görünmeyen varlıkla irtibat kurmaya çalışması sözkonusudur. İrtibatın kurulması durumunda ise esas olarak iki yöntemden birine başvurulur: Ya musallat varlık, Afrikadaki Zar’lar kültünde görüldüğü gibi, hasta üzerindeki hakimiyetini sona erdirmesi için ikna edilmeye çalışılır ya da Şamanizm’de görüldüğü gibi, musallat varlık hastanın bedeninden zorla sökülüp atılır. Bu ikinci yöntemde şamanın musallat varlığı ele geçirebilecek derecede güçlü bir majisyen olması gerkmektedir.
Spiritüalist görüşe göre, bu tür olaylarda obsesyon sözkonusudur ve cin zannedilen varlıklar spatyumun teşevvüş halindeki bedensiz ruhlarıdır.

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Beyin Fırtınam



Yeni fikirler oluşturmak üzere, düşüncelere engel koymaksızın, önceden belirlenmiş kurallar dahilinde yapılan fikir yaratma yöntemi. diye geçer bi yerde.... ... ... ... ( Beyin Fırtınası) herkezin
hayatı farklı kulvarlarda değilmidir ahmet ? - Hayır amca dedi.


- Herkez aynı hayatı yaşar,aynı yiyecekleri yer,aynı havayı solurlar.
- Peki Ahmet sen şu koyunun aklından geçenleri okuyabilirmisin ?
Ahmet - Hayır. Ama hissedebilirim.
- Hayır ahmet hissedemessin.
Ahmet- Neden ? Sen nerden bilirsin hissedemediğimi.
- Ahmet sen dedin herkez birdir diye.Şimdi neden kendini farklı koşuyorsun ?
Ahmet - Ben sadece yeteneğimi devreye sokuyorum. Bu benim özelliğim.
- Ahmet o zaman diyebilirmiyizki insanlar farklıdır.Düşünceleri,duyguları farklıdır.Her zaman ne konuşacağını bilir.Peki ya bu akıl bu fikir nerden gelir.Hiç düşünmedinmi ?
Ahmet - O kadarına zihnim ermez amca.
- O'da sana o kadar verilmiştir işte.Erebildiğine erirsin. Eremediğine eğilirsin.

Saçma Sapan Nedenler ?


İnsan oğlu ne kadar garip,ne kadar bencil,aynı zamanda aciz. Kendisi için nelere katlanıyor.O ağızdan kendi çıkarı için ne kadar kelime,sözcük ne kadar yalan dolan çıkarıyor değilmi ? Bu dünyada ne kadar doğru insan var. Herkezin iyi olup olmadığını nasıl anlayacağız biz. Bizler düşünür insanlarız.Teknoloji olarak ilerde olanlarız.Hani .. nerde.. sizin teknoloji dediğiniz bilimsel yöntem dediğiniz şeyler nerde ? - İnsan icadı ancak insanlara hükmeder.İnsanın içine sızamaz.

Kendini toplantılarında,çalışma odalarında sabahlara kadar kimya için bilim için en önemlisi tıp için uykusuz bırakan insanlarımız. Ne için çabalıyorlar. Sadece dış görünüş aldatmaca. Sizin işiniz bu. Sadece elbise,giysi,maske.

Kanlı Kontes,Ruh Hastası


1560-1614 yılları arasında yaşamış kendinden "Kanlı Kontes" olarak bahsettirmiş kişi.. Kocası öldükten sonra büyücülükle uğraşmaya başlamış, At ve türevleri hayvanları kurban edildiği ayinlere katıldığı söylenmektedir.
40 yaşına geldiğinde yaşlanıp güzelliğini kaybedeceği telaşına düşen "Kanlı Kontes" birgün hizmetkarı olan genç bir kızın saçlarını tararken canını acıtması üzerine, ona öyle bir tokat atmıştırki, genç kızın yüzünden düşen bir damla kan Kontes'in ellerine dökülmüş ve Kontes bu kanla kızın gençliğini ve güzelliğini aldığını zannetmiş ve uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir küvete doldurtup "kan banyosu" yapmıştır.
Sonrasında iyice yoldan çıkan Kontes, 612 bakire kızı kaçırtıp, bu kızlara tepesinden asılı bir kafeste, işkence çektirerek kafesten akan kanlarla duş alır.
En sonunda yaptıkları anlaşılır ve bir hücreye kapatılır. Öyleki yemeğinin verilebilmesi için küçük bir delik bulunan bir hücre. Ve bu Kanlı Kontes 1614 yılında hücresinde ölü olarak bulunur..